26 Haziran Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü öncesi Milliyet’e konuşan Beykoz Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi ve psikiyatrist Prof. Dr. Mansur Beyazyürek, “Piyasada dönen 400’e yakın madde var. Gözümüzden kaçan, günlük hayatta kullanılan bir dolu madde var. Aşırı kahve ve çay tüketimi de bağımlılıktır. Sabah kahve içmeden kendine gelemediğini söyleyen kişi de bağımlıdır” açıklamasında bulundu.
Son yıllarda 20-35 yaş diliminde çok ciddi bir metamfetamin kullanım artışı söz konusu olduğu uyarısında bulunan Prof. Dr. Beyazyürek, şunları söyledi: “Ortadoğu’daki istikrarsızlık ve çatışmaların, narkotik ve psikotrop maddelerin kaçakçılığını kolaylaştırıyor. Asıl mesele 18 yaş ve altındaki yaş grubunda. Bu grupta dünya sıralamasında ilk ikideyiz. Avrupa’da bağımlılık oranı en yüksek ülkelerin başında İngiltere’de gelse de ölüm oranı en yüksek ülkelerde Türkiye.”
‘Gençlere büyük tuzak’
“12-18 yaş arasında maalesef esrar zehri yaygınlaşmış durumda. Birleşmiş Milletler’in Dünya Uyuşturucu Raporu verilerine göre yerkürede uyuşturucu kullananların sayısı 31 milyon aşmış durumda. Türkiye’de de maalesef dünyadaki gibi yükselen bir tablo söz konusu. 15-64 yaş grubunda yaşam boyu uyuşturucu kullanım sıklığı yüzde 3.1 oldu. En az bir kez uyuşturucu kullanmış olanların üçte birinden fazlası 15-24 yaş grubu gençlerden oluşuyor. Yine en az bir kez uyuşturucu kullanmış olanların yüzde 61.9’u ilkokul mezunu, ilköğretim mezunu veya normal lise mezunu.”
“Son yıllarda sosyal medyada ‘esrarın’ masum, bitkisel bir madde olarak gösterilerek gençlere büyük bir tuzak kurulduğu da dile getiren Prof. Dr. Beyazyürek, şöyle konuştu:
‘Yüzde 8 seviyesinde’
“Ülke genelinde esrar deneyenlerin oranı yüzde 8 seviyesinde. Bu rakamlar buz dağının sadece görünün kısmı. Esrar kullananlarda çok ciddi bir ‘sosyal geri çekilme’ ve aldırmazlık oluşuyor. Tembel, çalışmayan, üretmeyen, siyasetten uzak, dünya sorunlarına aldırış etmeyen bir kitle oluştu. Madde kullanımına yüzde 99 oranında ergenlik bunalımlarının yaşandığı 12 ila 20 yaş arasında başlanıyor.
13 yaşındaki bir çocuk, kıza aşık olmuş, ölmeyi düşünüyor. Sen ona ‘Uyuşturucu öldürür’ diyorsun. Aslında propaganda yapıyorsun, zaten çocuk ölmek istiyor. 40-50 sene önce kullanılan klişeleşmiş sözlerin artık geçerliliği yok. Uyuşturucu ile mücadele etmek istiyorsak, mevcut politikaların gözden geçirilmesi gerekiyor. Bağımlılık kelimesi çok kullandığım, popüler kültürde kullandığım bir kavram değil. Bağımlılık kelimesi, madde kullananlar için bir savunma mekanizması oluşturuyor. ‘Bırakamıyorum çünkü bağımlıyım’ diyorlar. Etraflarındakilerin tepkisini azaltmak için ‘Bağımlıyım; iradem güçlü değil’ diyorlar. ‘Uyuşturucu’ kelimesini de kullanmayı doğru bulmuyorum. Onun yerine ‘madde’ demenin daha doğru olduğunu düşünüyorum.”
https://www.milliyet.com.tr/gundem/kahvesiz-yapamam-diyen-de-bagimlidir-6243655?fbclid=IwAR1dB0O51sKwEUk3rpkipyiozCDuoIy_sTTwCg1xVPvKvtgzA6astdvCV4s
Hazırlayan: Mert İnan