Gerçek Yaşamın İçindeki Sözler Uçup Giden Sözler Olmasın

 Her şeyden önce; kendimizin dostu olmalı / düşmanı olmamalıyız… Çünkü bir insanın en yakın dostu kendisi / en acımasız düşmanı da yine kendisidir.
 Önce kendimizle yarışmalı / kazanmalıyız. Her şeyden önce; kendimize güvenmeliyiz.
Öz güvenimiz her zaman bizimle olmalı. Amacımıza ulaşmak için ilkelerimizden ödün vermemeliyiz.
 Dört mevsimin hakkını vererek dolu-dolu ama sağlıklı olarak yaşamalıyız. Kendi hekimimiz kendimiz olmalıyız.


 Hedefimize ulaşmak için sabırla beklemesini bilmeliyiz. Beklemekten usanmamalı, yorulmamalıyız.
 Çalışmalıyız, bıkıp usanmadan / keyifle. Üretmeliyiz ama gerekli ve yararlı olanları…
 Yaşamımızda eğlenceye de yer vermeliyiz ama doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla eğlenmesini bilmeliyiz.
 Doludizgin yaşarken, atımızın dizginlerini elden bırakmamalıyız.
 Şunu bilmeliyiz ki; biz kadınlara evlenme teklifini erkekler yapmaz. Biz kadınlar erkeklere evlenme teklif ettiririz.
 Kimseyi, dışlamamalı / ezmemeliyiz / dışlanmamalı / ezilmemeliyiz. Unutmayalım; ezmezsek ezilmeyiz, dışlamazsak dışlanmayız.
 Çalışırken eğlenmeyi de dinlenmeyi de öğrenmeli / bilmeli ve de uygulamalıyız.
 Öğrendiğimiz doğru-çağdaş bilgileri çevrenizle paylaşmalıyız.
 Bizden nefret edene yanıt vermemeliyiz, uzak durmalıyız.
 Düşünmesini öğrenmeliyiz ama düşüncelerimizin kölesi olmamalıyız.
 En karamsar olduğumuz zamanlarda bile enerjimizi yitirmemeliyiz.
 Koşullar ne olursa olsun; yüreğimizin / beynimizin elimizden alınmasına izin vermemeliyiz.
 Yağmurun sesini dinlememeli ama gözyaşımızın sesini dinlememeliyiz.
 İradeli olmalıyız, yapmak istediğimiz doğrulardan vazgeçmemeliyiz.
 Dayanmalıyız, başarının dayanıklı olanlardan yana olduğunu bilmeliyiz.
 Yeri gelince kuşku sözcüğünü yerleştirmeliyiz beynimize ve de yüreğimize. Ama şunu da hiçbir zaman unutmamalıyız; “Kuşkunun aşırısı zararlıdır, ruh sağlığımızı bozar, bizi mutsuz eder. Oysa kararlı kuşku mutlu kılar insanoğlunu”.
 Cahillerle, aymazlarla, umarsızlarla, duyarsızlarla, çıkarcılarla karşılaşırsak, hiç kimseye belli etmeden, sessizce arkamızı dönmeli ve de böylelerinin ortamından hemen uzaklaşmalıyız.
 Sağduyumuz ilkelerimizle el ele, bilgimizle kol kola olmalıyız. O zaman bizi kimse yönetme cesaretini bulamaz. Yöneten biz oluruz / yönetilen değil.
 Dingin ve doğru bir yaşam için; yöneten olmalıyız yönetilen değil. Bunun için de doğru ve çağdaş bilgilerle donatmalıyız kendimizi. İyi yönetirsek, yanlış yönetilmeyiz.
 Çağdaş bilgi ile donanımlı ve de nitelikli olmazsak, çevremizdekileri yönetiyoruz sanıp, aldanırız. Oysa kukla gibi oynatılıyoruzdur bir ipin ucunda ama fark etmeyiz, anlamamayız bile… Sinsice / yüzümüze gülerler, arkamızdan kuyumuzu kazarlar…
 Karşımızdakileri küçük görmemeliyiz. Gereken değeri vermeli ama hak ettiğinden fazlasını değil.
 Güvenmeliyiz ama güvenimiz sınırsız olmamalı.
 Sevgi yaşamımıza ışık saçsın ama bizi her zaman beynimiz yönetsin.
 Yüreğimizle sevmeli, beynimizle yaşamalıyız…

2
 Unutmamalıyız ki; Aşk, kırmızı şeker boyalı bir elma şekerinin sapıdır. Yalarsak, kurtlu bir elma ve de tahtadan bir sap kalır elimizde. Kıymık hem elimize hem yüreğimize hem de yaşamımıza batar. Kanatır / kanar.
 Yaşamımızın her saniyesini olumlu ve doğru işler yaparak değerlendirmeliyiz.
 Saygısız sevgi, sevgisiz saygı olmaz.
 Geçmişimizdeki özel-doğru yaşamsal örnekleri unutmamalı / yalnızca anımsamalıyız. Çünkü onlar geleceğimizi hazırlıyor. Ama özelliği olmayanları çöp sepetine atmasını bilmeliyiz.
 Gerektiğinde, yanlışlara arkamızı dönmeyi, geriye dönmemeyi bilmeliyiz.
 Sevgimiz / saygımızda da sınırlı olmalı. Hak edenlere sevgimizi-saygımızı sunmalıyız.
 Gülümsemeyi öğrenmeli / uygulamalıyız ama yerinde ve zamanında.
 Neyi konuşacağımızı bilmeliyiz ama yerinde ve zamanında.
 Saygıyı öğrenmeli, çevremize örnek olmalıyız, davranışlarımızla… Ama saygının da bir sınırı olduğunu bilmeliyiz.
 Üçüncü bir gözümüz olduğunu bilmeliyiz. Üçüncü gözümüzle görmeyi öğrenmeli, bilgili ve ilkeli olmalıyız.
 Yaşamımızda; boş zamanımız olmamalı. Boşa giden zamanımız da olmamalı. Dolu dopdolu yaşamalıyız. Unutmayalım ki; her canlı gibi, insan ömrü de sınırsız değildir.
 Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız: Sigara, Alkol, Beynimizi uyuşturan maddeler ve ilaçları biz kullanmıyoruz, onlar bizi kullanıyorlar, hem de köle gibi.
 Gün biterken, elimize bir kâğıt kalem alıp, kendi öz eleştirimizi, yazarak yapmalıyız. Bugün neyi doğru/ neyi yanlış yaptım? Sorusunu kendimize sorup, dürüstçe yanıtlamalıyız. Kendimizin hukukçusu kendimiz olmalıyız.
 Yılları biz eskitmeliyiz. Yıllar bizi eskitmemeli. Eskimemeliyiz.
 “Güneş, Ay, Yıldızlar eskimiyor”diye düşünmeli, onlardan biri olduğumuzu düşlemeliyiz. Okumalı-yazmalı-öğrenmeli-öğretmeli-paylaşmalıyız.“Keyfim yerinde bugün / sen bile bozamazsın” sözleri günlük yaşamımızın özü olmalı…
Prof. Dr. Yıldız Tümerdem

Paylaş:
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.