Trakya Üniversitesi Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Vardar, uyuşturucu ve alkol bağımlığının sorun olarak artmaya devam ettiğini, ülke genelinde yaklaşık 200 bin kişi hakkında uyuşturucu nedeniyle denetimli serbestlik dosyası bulunduğunu söyledi.
Haberin Yayın Tarihi: 31-01-2018 07:54
16 Punto 18 Punto 20 Punto 24 Punto
Bonzai son 10 yılın sorunu
Olgay GÜLER
Trakya Üniversitesi (T.Ü.) Ruh ve Sinir Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Vardar tarafından ‘Uyuşturucu Bağımlılı ve Tedavi’ konulu toplantı düzenlendi.
T.Ü. Balkan Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde gerçekleştirilen toplantıda konuşan Prof. Dr. Vardar, sosyal bağları, aile bağları güçlü olan kişilerin alkol ve madde kullanma oranlarının daha düşük olduğunu söyledi. T.Ü. bünyesinde hizmet veren Balkan Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yıllık bin 800 ayaktan tedavi başvurusu aldıklarını ifade eden Prof. Dr. Vardar; “Maalesef uyuşturucu ve alkol bağımlığı ülkemizde ve bölgemizde sorun olarak artmaya devam ediyor” dedi.
“AYRICALIKLI BİR KONUMDAYIZ”
2012 yılında kurulan hastanede alkol ve madde bağımlılığı merkezi kurarak hizmete devam ettiklerini söyleyen Prof. Dr. Vardar; “Türkiye’de çok sık olmayan, üniversitelerde de bağımlılık merkezinin çok sık olmadığı ama Trakya Üniversitesi’nin böyle bir tedavi merkezi olması ve hizmet vermesi nedeniyle ayrıcalıklı bir konuma sahip olduğumuzu belirtmek isterim. Kliniğimizde tedavi olmak isteyen hastalar ilk önce ayaktan tedavi olmak için polikliniğimize başvuruyor. Burada araştırma görevlisi arkadaşlarımızın muayenesi sonucunda hasta değerlendirilip, ayakta ya da yatarak tedavisi ile ilgili karar veriliyor” dedi.
Kliniğe gelen başvuru rakamlarını paylaşan Prof.Dr. Vardar, 2017’de bin 800 ayaktan başvuru aldıklarını ifade ederek şöyle konuştu;
“YILLIK BİN 800 BAŞVURU ALIYORUZ”
2012 yılından beri çalışmaya başlayan kliniğimiz, son 2017 yılı içerisinde bakmış olduğu hasta sayısına göre ayakta başvuru sayısı 1800. Bu 1 Ocak – 31 Aralık 2017 tarihleri arasında yatarak tedavi gören hasta sayısı da 195 yani 200’e yakın hasta yatarak kliniğimizde tedavi görmüş. Bunlara tekil hasta olarak baktığımızda bir yılda başvuran hasta sayısı 700, yatan hasta sayısı 170 civarında olarak gözüküyor. Bizim kliniğimizde ayaktan başvuru yıllık bin 800, yatarak da 200 civarı olduğu gözüküyor.
“UYUŞTURUCU VE ALKOL BAĞIMLILIĞI SORUNU ARTARAK DEVAM EDİYOR”
Sağlık Bakanlığı’nın genelgesi doğrultusunda ruh sağlığı ve sinir hastalıkları bölümünün bağımlı hastalara da ayrılması istendi, yüzde 20’lik bir bölüm içindi. Ama maalesef uyuşturucu ve alkol bağımlığı ülkemizde ve bölgemizde sorun olarak artmaya devam ediyor. 2014 yılına baktığımızda ülke genelinde 648 kişinin uyuşturucuya bağlı nedenlerle öldüğünü biliyoruz. Bu da bize doğrudan olmasa da en net bu tür sorunların olduğuna dair fikir veriyor. Bu rakamlar az gibi gözükebilir ama bu insanlar genç ve sağlıklı, herhangi bir hastalığı olmayan kişiler olduğu için, ölüm vakaları ciddiye alınması gereken durumlar.
“UYUŞTURUCU KULLANIMINDA CEZALAR ARTTI”
Bağımlılarla ilgili yasal düzenlemelerde oldu ve bir ceza artırımı söz konusu oldu. Uyuşturucu kullanıma verilecek cezalarda artış söz konusu. 2 ile 5 yıl arasında uyuşturucu kullananlara ceza verilmesi durumu, denetimli serbestlik uygulamaları karşımıza çıkıyor. Cezaevinde de 40-50 bin civarında uyuşturucu bağımlılığı ile bu sorunlarla yatan kişi olduğunu biliyoruz. Uyuşturucu nedeniyle denetimli serbestlik dosyası bulunan kişi sayısı da Türkiye genelinde 200 bin kişi olduğu söyleniyor.”
“EDİRNE’DE ALKOL VE MADDE BAĞIMLIĞI ORANI YÜKSEK”
Edirne’de de alkol ve madde bağımlılığın yüksek olduğuna dair değerlendirmede bulunan Vardar; “Son bağımlılık kongresinde Edirne ile ilgili konu dile getirildi. Edirne nüfus konusunda küçük bir şehir. Kişi başına düşen alkol ve madde bağımlılığı sayısının yüksek olduğu dile getirildi. Böyle bir ilimizin olumsuz durumda söz konusu olduğunu hatırlatmak isterim” dedi.
Bağımlılığın ergenelik döneminden itibaren başladığına dikkat çeken Prof.Dr. Vardar şöyle devam etti;
“BAĞIMLILIK ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞLIYOR”
Uyuşturucu bağımlılığı ergenlik döneminde başlıyor. Kişiye arkadaş ve akran çevresi dediğimiz grup içerisindeki etkileşimden başlıyor. İlk kullanılan madde genelde sigara, tütün oluyor. Arkasında illegal maddelere hızlıca geçiş yapılarak kişinin yaşamına hızlıca giriyor. Alkol, esrar ve marihuana dediğimiz uyuşturucular kişinin yaşamına giriyor. Son olarak da bonzai dediğimiz son 10 yılın sorunu olarak gündemimizde. Eroin gibi uyuşturucular biraz daha 20’li yaşlardan sonra kişinin yaşamında belirmeye başlıyor.
“SOSYAL İLİŞKİ AZLIĞI MADDE BAĞIMLILIĞINA İTEBİLİYOR”
Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor. Kişilerin sağlıklı bağlanabileceği aile, arkadaş ve sosyal ilişkileri olmadığı zaman bu türlü maddeleri kullanmaya daha çok heves gösteriyorlar. Yani kişilerin hayatta bağlanabilecekleri başka sosyal bağları varsa o zaman bağımlılık biraz daha arka planda kalmaya başlıyor. Kişiler eğer günlük hayatta sosyal çevreleri olmazsa genellikle bu uyuşturucularla günlerini geçirmeye hevesli oluyorlar. Sosyal bağları, aile bağları güçlü olan kişilerin alkol ve madde kullanma oranları daha düşük.”