Çocuklarımızın Geleceği Yok Oluyor

BAĞIMLILIK; Sözlükteki anlamı; YOK OLMAKTIR. Buna göre düşünüp davranılmalıdır. İşte bu görüşle, bir grup duyarlı gönüllü ile alınan karar sonucunda  hazırlanan; Ailelere ve Çocuklarımıza bilgi verici  el kitapçıkları hazırlandı. El ele yürek yüreğe çalışıldı. Beyin fırtınası yapıldı. Parasal destek alınmadan BEMEV yönetimi  gök kuşaklı renklerle ulaştırdı bizlere. Biz bilgimizi o emeğini gençler için esirgemedi.

BEMEV olarak; bu çorbada bizim de tuzumuz olsun istedik. Gençlerimiz ve aileleri ile  paylaşmak istedik iki ayrı kitapçık içi bilgilerimizi…

MADDE BAĞIMLILIĞI VE ÇOCUKLARIMIZ MADDE KULLANAN ÇOCUKLARIMIZDA DAVRANIŞ DEĞİŞİKLİĞİ
Çocuğumuz öğrenim görüyorsa ve de o güne kadar derslerinde başarılı ise; okuldan kaçar -devam etmez. Başarısız olur. Öğrenimini yarım bırakmak- okulunu terk etmek ister.

İşi ve mesleği varsa;  iş başarısı düşer, mesleğini yapamaz hale gelir.

Yaşam Sevinci-Gelecekle ilgili Olumlu / Başarı getirici beklentisi kalmaz.

Normalde, canlı ve neşeli biri iken, neşesini yitirir, mutsuz-karamsar olur.

O güne kadar dürüst, ilkeli bir insan iken birden bütün bunların anlamsız olduğunu gösteren davranış sergiler.

Bulunduğu ortamdan, özellikle de aile ortamından  sıkılır. Ayrı evde, kendi seçtiği arkadaşları ile birlikte ayrı yaşamak ister.

Eve gelir gelmez, konuşmadan, soruları yanıtlamadan, doğrudan odasına kapanır-yalnız kalmak ister-aile bireylerinden kimse ile konuşmak istemez.

Belirlenemeyen bir süre sonra odasından çıkar. Odasına girmeden önceki davranışları değişmiştir. Neşesi yerine gelmiştir. Çevresi ile iletişim içindedir.

Kendisine verilmek istenen her şeyi geri çevirir.

Sinirlidir, saldırgandır, kuşkucudur. Ya da içe kapanıktır/içe dönüktür.

Zayıflar, gözlerinin altı morarır, iştahsızdır, yemek istemez.

Alerjisi olmadığı, lens kullanmadığı halde gözlerinin içi kanlanmıştır. Damarlar şişmiştir ve göz içi kıpkırmızıdır.

Gözbebekleri büyümüştür, bakışları boş ve anlamsızdır. Bir yere takılır kalır, konuşulanları duymaz.

Sıklıkla yalan söyler. Yapmadığını yapmış gibi gösterir.

Evde kimsenin fark edemeyeceği, her gün kullanılmayan  eşyalar kaybolur. Bunların arasında mücevherler, parada bulunur.

Alış veriş için gönderdiğinizde, verdiğiniz parayı kaybettiğini, çalındığını söyler. Alış veriş yapmadan geri gelir. Kardeşlerinin elinden paralarını alır.

Gizli telefon konuşmaları yapar. Sizin tanımadığınız, yabancı çevrelerle ilişkisi vardır. Size belli etmeden ilişkisini sürdürür.

Her zamankinden farklı giyinir. Giyimine dikkat etmez. Temizliğe önem vermez. Vücuduna kancalar (Pierching) taktırır. Kalıcı dövme yaptırır. Garip-acayip saç modelleri ve saç rengi ile dikkat çeker.

Sağlığı bozulur. Rengi soluktur. Aşırı terler, üşür, titreme nöbetleri görülür. Omuzlarını içe-yukarıya çekerek, kamburunu çıkararak, boş gözlerle önüne bakarak, ürkek adımlarla yürür. Dengesi bozulduğu için yalpalayarak, sağa sola çarparak  yürür.

Otururken birdenbire sıçrayarak ayağa kalkar. Korku içindedir. Hayal görür. Durup dururken saçma sapan konuşmalarla çevresindekileri şaşırtır.

Sık rüya görür, bağırarak uyanır, uykusunda konuşmaya başlar. Uykuda yürür. İki büklüm, anne karnındaymış gibi, kıvrılarak uyumaya çalışır. Çoğu kez uykusuzluk çeker.

Ağlama, Gülme nöbetleri ve krizleri görülür.

Olmayan görüntüleri gördüğünü sanır, sesler duyar, kaygılı ve kuşkuludur.

Bazen bakımlı, bazen de bakımsız görünür. Günlerce yıkanmaz. Giysilerini değiştirmez, pis kokar.
Erkek ise sakal tıraşı olmaz. Kız ise saçı başı darmadağınıktır.

Tikleri başlar. Gözlerini kırpar, tırnak yer, garip hareketleri vardır. Elleri titrer, saçlarını koparır, gözlerini kırpıştırır, omuzlarını kaldırır, ayaklarını oynatır, yerli yersiz, gerekli gereksiz hareketler yapar.

Kavgacıdır, kuşkucudur, herkesi kedine düşman zanneder. Kapının kilidini kontrol eder. Perdeleri sımsıkı kapatır. Pencereden dışarı seyrederken perdenin arkasına saklanır.

Saatlerce uyur, yatağından kalkamaz, yorgun ve hasta görünümlüdür.

Çok para harcar, nereden bulduğu sorulunca da öfkelenir, saldırganlaşır. Yalana başvurur. Kapıyı çarparak dışarı kaçar. Yanıt vermez.

Dini inançları ve dünya görüşü değişir. Kendini dine verir ya da Tanrı varlığını reddeder.

Birden çok yemeğe başlar ya da  iştahı kesilir.

Yaşam sevinci bitmiştir. Varoluşun anlamı kalmamıştır. Her şeyin boş olduğunu ve ölümü düşünür.

Hepimizde olduğu gibi, bu davranışlardan biri ya da birden fazlası çocuklarımızda ve gençlerimizde de görülebilir. Bu belirtiler, karşımızdakinin bir maddeye bağımlı olduğu anlamına gelmez. Ancak, bu davranışları olanları izlemek gerekmektedir.

Unutmayalım… Çocuğumuz, her şeyden önce  sigara içerek yanlış davranışları için adımını atmış olur. Bunu; çoğu kez masum alkollü içki olarak kabul gören  bira içme davranışı izler. Alkol ve Sigara miktarını  arttırır. Bu da  yetmez, ardından  maddeleri  devreye girebilir. Kendimizi aldatmayalım. At Gözlüğü ile bakmayalım çocuklarımıza/ gençlerimize/çevremizdeki olaylara.

Benim çocuğum yanlış yapmaz düşüncesi yanlıştır.
Çocuklarımızı, onları incitmeden, kızdırmadan, belli etmeden sorgulamalıyız. Onları uzaktan kumanda ile / yakından gözlemleyerek izlemeliyiz.
Kuşkulanıyorsak, hemen ilgili merkezlerle ve uzmanlarla iletişim kurmalıyız.

Unutmayalım;
“İki Göz Yeterli değil, üçüncü gözümüzle de görmeyi öğrenmeliyiz.”

Paylaş:
Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.